Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Nisan 2012 Cumartesi

.

Bir  şahsın  yaşadıkça  memnun  ve mutlu  olması  için lazım  gelen  şey, kendisi  için  değil, kendisinden  sonra  gelecekler için  çalışmasıdır.
Mustafa  Kemal  ATATÜRK



ELEKTRO MANYETİK ALAN KİRLİLİĞİ

İÇİNDEKİLER

1.        GİRİŞ
2.        MANYETİK ALAN NEDİR NASIL OLUŞUR ?
3.        ELEKTRO MANYETİK ALAN VE  KİRLİLİĞİ
4.        ELEKTROMANYETİK  ALAN (EM) KAYNAKLARI 
4.1.    DOĞAL EM KAYNAKLARI
4.2.    DOĞAL OLMAYAN EM KAYNAKLARI
4.3.    ELEKTROMANYETİK DALGA  VE TÜRLERİ
5.       MANYETİK ALANIN SAĞLIK ÜZERİNDE  ETKİLERİ
5.1.    MANYETİK ALANININ SAĞLIK ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLERİ

5.2.    MANYETİK ALANININ SAĞLIK ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ
5.2.1. CEP TELEFONUNUN SAĞLIK ÜZERİNDE  OLUMSUZ  ETKİLERİ 
6.       ELEKTRO MANYETİK ALAN KİRLİLİĞİNE KARŞI ALINACAK   
          ÖNLEMLER

1.   GİRİŞ

     Manyetik alan kirliliği; gözle görülmemesi , etkisinin çoğu zaman doğrudan anında hissedilmemesi ancak uzun zaman sonra görülmesi nedeniyle insanlar tarafından yeterince önemsenmemektedir.

Manyetik alan kirliliğinin ve bunları  oluşturan cihazların  olası zararlar bilindiğinde; kısmende olsa gerekli önlemler alınabilecektir.

Hava, gürültü vb  kirliliklerin (Bkz:  http://cevresorunu.blogspot.com/ ) yanında  manyetik alan  kirliliği  konusunda da toplumun duyarlılığı arttırılmalıdır.

Anayasamızın 56.maddesine göre "herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmü yer almaktadır. Anayasanın bireylere vermiş olduğu bu hakkın kullanılması için devlet ve bireyler her türlü çabayı göstermek zorundadır.

Ülkemizde, elektromanyetik kirlilik konusu ile ilgili olabilecek bakanlıklar; Ulaştırma, Enerji, Sanayi, Sağlık ve Çevre Bakanlıklarıdır.

Cep telefonları/baz istasyonları ile sair iletişim araçları Ulaştırma Bakanlığı/Telekomünikasyon Kurumu’nun, iletim hatları ve trafolar Enerji Bakanlığı’nın, diğer elektrikli araç, gereç ve eşyalar Sanayi Bakanlığı’nın yetki alanındadır.

Ancak, bakanlıklar arasında konuya ilişkin yaptırımlı yeterli bir koordinasyon yoktur.  İl Mahalli Çevre Kurulları çoğunluğu bürokratlardan oluşan, çevreci ve tüketicilerin katılımını sağlamaktan uzak bir yapıdadır. 2006 yılında yapılan bir değişiklikle “elektromanyetik çevre kirliliği” konusu, Çevre Yasası kapsamına alınmıştır.                

Bu çalışmada manyetik alan hakkında yapılan çalışmalar ve bunların insan sağlığı üzerine olası etkileri üzerinde durulmuştur.

2. MANYETİK ALAN NEDİR NASIL OLUŞUR ?

Manyetik alan; hareketli ve elektrik yüklü zerrelerin, güç etkisinde kaldığı boşluk olup atomların içindeki elektronların çekirdek etrafında ve kendi etraflarında dönmeleri sonucu oluşur.

Her mekanda dolayısıyla tüm canlıların içindeki ve dışındaki tüm boşluklarda yüksek yada düşük birer manyetik alan mevcuttur.

Biyo manyetoloji ilkelerine göre; canlı veya cansız tüm maddelerin zayıf ya da güçlü manyetik alanları vardır. 

Dolayısıyla her madde gibi insan vücudu da manyetik özelliğe sahiptir ve bir manyetik alanı bulunmaktadır. İnsan vücudundaki manyetik alan, biyoelektrik yüklerinin hareketinden meydana gelir.                            
Güneş, hava ve su gibi mıknatıslık da insanların vazgeçilmez bir parçasıdır.

İnsan vücudundaki manyetik alan, biyoelektrik yüklerinin hareketinden meydana gelir.

Biot – Savar Teorisine göre, hareketli elektrik yükleri manyetik alan oluşturur. Biyoelektrik oluşan herhangi bir bölgede mutlaka manyetik alan vardır.
Dolayısıyla kalp, adale, sinir ve beyin gibi organlar belli bir manyetik alana sahiptir.

İnsanı oluşturan maddelerin birbiriyle haberleşmek için kullandıkları manyetik alanın sinyalleri birbiriyle uyum içindedir. Bu sinyaller ile kişininin  yaşadığı çevrede etkisi altında bulunduğu  manyetik alan  uyum içindedir. (Widgery 2002)

İnsanın kendi iç manyetik alanı ile dünyanın oluşturduğu manyetik alan arasındaki uyumluluk çeşitli nedenlerden dolayı bozulabilmektedir. Bunun bir nedeni de insanın yaşadığı yerin manyetik alanının büyüklüğüdür. Yer kabuğunun doğal bir manyetizması vardır. Bütün alanlar üç değişken içerir; frekans, spinin yönü, spinin büyüklüğü veya gücüdür. Bu üç değişken insan vücuduna uyduğunda vücut kendi enerjisini destekler, (NBC, 2002).

Manyetik alan doğrudan gözle görülemeyen veya kolayca hissedilemeyen fakat sonuçları görülebilen veya hissedilebilen bir olgudur.

Max Planck: “… gerçekte madde yoktur, Her şey ışından ibarettir.”
Albert Einstein: “Bize madde olarak görünen şeyler aslında en küçük alandaki enerjinin yüksek yoğunluğudur.”
Amerikalı kuantum fizikçisi David Bohm; maddeyi yoğunlaşmış, donmuş ışık olarak kabul etmektedir.

“ Her şey enerjiden şekillenmiştir ve enerji ile yaşamaktadır. Elektromanyetik dalgalar bu enerjinin taşıyıcılarıdır ve tüm yaşam fonksiyonlarına ilişkin bilgileri aktarmaktadırlar.

Bizzat enerjilendirilmiş bir sistem olan ve enerji yayan vücudumuz; ışın yayan bu çevre ile çok sıkı bir ilişki içindedir. Vücudumuz enerjisini sadece besin çevriminden tedarik etmemekte, bunun yanında yaşamını düzenlemek için dışarıdan, kozmik ışın alanından da enerji enformasyon absorbe etmekte ve böylece yaşam güçlerini organize etmektedir.”

Yeryüzünün manyetik alanı dünya çekirdeğinin sahip olduğu özellikler nedeniyle oluşmaktadır .

Dünya çekirdeği, demir ve nikel gibi manyetik özelliği olan ağır elementleri içerir. Dünya çekirdeği 2 kısımdan oluşmakta olup iç çekirdek katı, dış çekirdek ise sıvı haldedir. İç çekirdeğin etrafında hareket eden dış çekirdeğin bu hareketi mıknatıslanma etkisi yaparak manyetik alan oluşturur. Dünya küre şeklinde bir mıknatıs gibidir. Dolayısıyla etrafında ,vektörel büyüklük niteliğinde  bir manyetik alan oluşturmaktadır. Dünya'nın manyetik alanı, dünyanın dönme ekseniyle 11 derecelik bir açı yapar. Bu 11 °’lik açı nedeniyle coğrafik kuzey ve güney kutupları ile manyetik kuzey ve güney kutupları farklıdır.

Yıldızlardan gelen öldürücü kozmik ışınlar dünya atmosferi tarafından emilmektedir. Dünya atmosferine giren göktaşı sürtünmeden dolayı yanarak parçalanmaktadır. Dünya atmosferine düşen göktaşlarının insanlara zarar vermesini önleyen atmosfer içindeki gazlardır. Atmosfer içindeki gazlar yanında dünya atmosferinin koruyucu tabakalarından biri de dünyayı saran manyetik alandır.  

3. ELEKTRO MANYETİK ALAN VE  KİRLİLİĞİ

Elektromanyetik Alan ve Dalga Nedir?
Elektromanyetik alan ve dalgalar gözle görülmez. Bizler nasıl hava içinde yaşıyorsak aynı zamanda elektromanyetik alan denizi içinde de yaşıyoruz. Güneş ve dünya elektromanyetik alan kaynaklarıdır. İnsan bedeni de ısısını sabit tutmak için, besinlerle elde ettiği ısıyı elektromanyetik dalgalarla uzaklaştırır. Bunun gibi yeryüzünün ve bedenimizin her bölgesinin ayrı elektromanyetik özellikleri vardır ve tümü birbiriyle uyumludur.

Elektromanyetik Kirlilik Nedir?
Elektrik ve manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanın insan ve çevre sağlığı için RİSK oluşturacak yoğunluğa ulaşmasıdır.
İnsanlar doğada var olan iç ve dış manyetik alan yanında, çağımız ileri teknoloji ürünü elektronik araç ve gereçleri ile elektrik dağıtım şebekelerinden yayılan elektro  manyetik alan kirliliğinin etkisi altındadırlar.

Elektromanyetik kirlilik; yaşadığımız alanlarda bulunan elektrik akımı taşıyan kablolar,radyo frekans dalgaları yayan radyo ve televizyon vericileri, cep telefonu baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, trafolar, mikrodalga yayan ev aletleri vb.nin yarattığı, insanın ve diğer canlıların üzerinde bozucu etkiler yaratan “elektromanyetik alanlar” dır.

Söz konusu cihaz ve tesislerin yaymış olduğu sinyaller;hem birbiriyle ve hem de dünya manyetik alanı ile de uyum içindedir. Fakat bu uyum çeşitli nedenlerden dolayı bazen bozulmaktadır. Bu dengenin bozulması durumunda, faydanın yanında zararlarda meydana gelebilmektedir.

Şöyleki;yaşamın bir parçası haline gelmiş bulunan çağımız ileri teknoloji ürün ve  şebekelerinin imalatı,tesisi ve kullanımında belirli standartlara uyulmaması halinde, gerek aktif konumdaki kullanıcılar gerekse pasif konumda olsalarda kapsama alanı içinde kalan canlılar tek,tek veya kitlesel olarak Elektro  manyetik Alan Kirliliğinden, Elektronik Kirlilik den etkilenirler.

Hava kirliliği denince akla hemen genzinizi yakan bir duman, gri bir bulut tabakası geliyor. Oysa elektromanyetik dalgalar, havamızı kirleten ve görünmeyen kirleticilerdir.   Buna “elektronik pus” anlamına gelen “electrosmog” denmektedir.

Gözle görülmeyen bu elektromanyetik kirlilik; kimi zaman cep telefonunuzun çalmasıyla televizyonda karlanma yaparak, kimi zaman ise yüksek gerilim hatları yakınında uçan helikopterleri bile düşürerek kendini gösteriyor.
  
4. ELEKTROMANYETİK  ALAN (EM) KAYNAKLARI 

4.1. DOĞAL EM KAYNAKLARI

• Güneş
• Bazı uzak yıldızlar
• Atmosferik deşarj yani yıldırımlar.

4.2. DOĞAL OLMAYAN EM KAYNAKLARI

• Elektrik akımı taşıyan yeraltı ve yerüstü elektrik hatları,
• TV ve bilgisayarlar,  
• Elektrikli ev aletleri (Elektrikli süpürge, saç kurutma, tranş makinesi vb.)
• Mikro dalga fırınlar
• Radyo ve TV vericileri
• Telsiz haberleşme sistemleri,
• Kordonsuz telefonlar
• Hücresel telefon sistemleri ( GSM Baz istasyonları.)

4.3.ELEKTROMANYETİK DALGA  VE TÜRLERİ

Elektromanyetik radyasyon; enerjinin dalga yâda parçacık şeklinde yayılması olarak tanımlanmaktadır.
Elektromanyetik radyasyonun; frekans ve dalga boyuna göre sınıflandırılması elektromanyetik spektrum olarak adlandırılmaktadır.
Şekil de Elektromanyetik Spektrum ve dalga boyu ilişkisi verilmektedir.













Elektromanyetik dalga; frekans ve dalga boyu cinsinden tanımlanır. Birbirine dik iki alanın birleşiminden oluşur. Biri elektriksel alan (mV), diğeri ise manyetik alan (Tesla, Gauss, amper/m).

Günümüzde özellikle haberleşmede sınırsız ortamda kullanılan elektromanyetik dalgalar elektrik ve manyetik alan bileşenleri birbirine dik olacak şekilde ve boşlukta 300.000 km/s hızla yayılmaktadır.

Boşlukta söz konusu dalgaların hızı sabit olduğundan dalgaların frekansları, dalga boyları ile ters orantılı olmaktadır.

Elektromanyetik dalgaların ortamda bulunan madde ile etkileşmesi sırasında elektromanyetik dalgalar madde içinde bulunan atom ve moleküllerle etkileşmekte ve içinden geçtiği ortama enerji aktarmaktadır.

Radyasyon etkisi altında elektronun çekirdekten koparak serbest hale gelmesi iyonlaşma olarak tanımlanmaktadır.

Madde içinde elektronları çekirdekten kopararak iyonlaştırmayan radyasyona “iyonlaştırmayan radyasyon” denir.

Radyo ve TV dalgaları, mikrodalgalar, kızıl ötesi ışınlar, görülen bölgedeki ışınlar iyonlaştırıcı özellik taşımamaktadır.
Elektromanyetik spektrumun bu bölgesinde yer alan elektromanyetik dalgalar enerjilerini ortama ısı şeklinde aktarmaktadırlar.

Bunlara karşılık üst mor ötesi ışınlar, X ışınları, nükleer reaksiyonlar veya radyoaktif parçalanma sonucu ortaya çıkan alfa, beta ve gamma ışınları, nötronlar, protonlar ve diğer temel parçacıklar “iyonlaştırıcı radyasyona” sebep olmaktadırlar.
              
Molekülleri iyonlaştırarak yapıyı bozan bu radyasyon genetik yapıda da bozulmalara sebep olmakta ve biyolojik yapıya zarar vermektedir.

İyonlaştırmayan radyasyon olarak tanımlanan elektromanyetik radyasyonun etkilerini, düşük frekanslı radyasyon etkileri ile yüksek frekanslı radyasyon etkileri olarak iki ana başlık altında incelenmesi söz konusudur.

Düşük Frekanslı Radyasyon                                                                 ( Frekans Aralığı: 0-10 kHz )

Örneğin;

ELF  (Extremely Low Frequence = Çok,çok düşük frekanslı)            
Frekansı 5 Hz- 2 kHz

VLF  (Very Low Frequence = Çok  düşük frekanslı)                    
Frekansı 2- 400 kHz

MD   (Mikro Dalga)         
Frekansı :     0.3-300GHz    (1GHz (Giga Hertz) =107 Hz)                                                                                                   Dalga boyu:  0.1-100 cm 
                   
0- 10 kHz frekans aralığındaki statik ve düşük frekanslı elektrik ve manyetik alanlara maruz kalan insanlardaki olumsuz etkilerin önlenmesi için spektrumun bu bölgesindeki elektrik ve manyetik alanlar ; “doğrudan etkiler”, “dolaylı etkiler” göz önüne alınarak ayrı ayrı ele alınmaktadır.
İnsan vücudunun elektrik ve manyetik alanlarla doğrudan etkileşmesi sonucu olan etkiler “doğrudan etkiler” ; elektrik ve manyetik alan etkisinde kalmış olan metal cisimlere temas sonucu olan etkiler “dolaylı etkiler” olarak tanımlanmaktadır.
Doğrudan etkilenmede; insan vücudunda değişken elektrik veya manyetik alanın şiddetine, frekansına ve vücudun yüzey alanının büyüklüğüne bağlı olarak bir akım oluşmaktadır.
Dolaylı etkilenmede; elektrik veya manyetik alan etkisinde kalmış olan metal cisimlere dokunma sonucu “temas akımı” oluşmaktadır.

Yüksek Frekanslı Radyasyon                                                                (Frekans Aralığı:10 kHz -300 GHz ) (1GHz /Giga Hertz =107 Hz)
Elektromanyetik spektrumda 10kHz – 300 GHz frekans aralığında çalışan sistemlere örnek olarak radyo, televizyon ve telsiz sistemleri, radar sistemleri, uydu haberleşme sistemleri, mikrodalga fırınlar, tıpta ve sanayide RF frekansında çalışan sistemler ve GSM haberleşme sistemleri verilmektedir.
Söz konusu sistemlerin yarattığı elektromanyetik radyasyonun canlı doku ile etkileşiminin ölçüsü olarak “özgül soğurma hızı (SAR)” tanımlanmaktadır.              
Temel limit olarak “ortalama insan vücudunda vücut sıcaklığını bir derece artıracak elektromanyetik enerjinin soğurulmasının zararlı olduğu” tanımından gidilerek 4W/kg değeri kabul edilmiştir. Bu kabule göre kilogram başına dokuların soğurabileceği en yüksek güç değeri 4Watt ‘dır
Mikro dalga yayan araç ve cihazlardan bazıları şunlardır.

·       Cep telefonu ve onların dam veya kule antenlerİ (baz istasyonları)
·       Radar
·       MD fırınları
·       TV ve Radyo  verici antenleri
·       Uydu iletişim istasyonları

Manyetik alanın sağlık üzerinde etkileri bölümünde genişçe açıklandığı üzere; Mikro dalgalar; dokular da  termal (Isı) ve kimyasal olmak üzere iki temel etki yaparak uykusuzluk,unutkanlık, baş ağrısı,baş dönmesi, kulak çınlaması bunama (Alzheimer),titreme (Parkinson),beyin,kalp,kanser hastalıkları, hamileliklerin  riske girmesine ve DNA  tahribine neden olmaktadır.

5. MANYETİK ALANIN SAĞLIK ÜZERİNDE  ETKİLERİ
 5.1. MANYETİK ALANININ SAĞLIK ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLERİ

Kapsamlı araştırmalar sonucu; uzaya gönderilen astronotların, haftalarca sürebilen yorgunluk, adale ağrısı, baş ağrısı ve baş dönmesi nedeni, dünyanın manyetik alanının eksikliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir.

Yer kabuğunun statik manyetizmasından daha da etkin olan pulsatif manyetik alan, hücre zar hareket periyodikliği ile daha uygun bir etkileşim oluşturmaktadır.

Kazuo Shimodaira‘a göre enerji eksiklği, genel ağrı,baş ağrısı, yorgunluk;manyetik alan eksikliği sendromunun belirtileridir. Bunlar kronik yorgunluk sendromuna benzemektedir ve dışarıdan manyetik alan verilince hasta düzelmektedir.

Neurobiolojistler ; manyetlerin, depresyonda olan insanların ağır işleyen sol beyini uyardığına inanıyorlar. (Chandrasekaran, 2002).

Zihinsel ve fiziksel rahatsızlığı olan hastalar üzerine yapılan klinik araştırmalarda %90 başarı sağlandığı belirtilmektedir. Japonya’da bir üniversite 11.648 kişi üzerine yapılan manyetik tedavinin (%43 erkek) %92 başarı gösterdiği görülmüştür (Blackman ve Friedman, 2002).

Bu manyetik etkileşim; hücre zarlarında madde alışverişlerini mümkün kılmaktadır. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin;  atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırıp  su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesi mümkün olmaktadır.

Manyetik alan vücuda uygulanınca manyetik dalgalar dokudan geçer ve ikinci akım oluşturur. Bu akımlar manyetik alan ile birleşince hücrelerdeki elektronlara ısı verir. Bu ısı adale ağrısı, kaslardaki şişmelere çok iyi gelir.
Kandaki kalsiyum ve kolesterol miktarı azalınca haemoglobin daha hızlı hareket eder. Yüksek tansiyona sebep olan diğer maddelerde de azalma görünür. Kan temizlenir ve akışı hızlanır. Kalp rahatlar ve acı azalır veya yok olur. Yönetici sinirler normale döner ve onların yönettiği organlar düzgün şekilde çalışır. Kan akımının iyileşmesinden dolayı besleyiciler daha kolay ve verimli şekilde taşınır. Manyetik dalgalar cilt, yağlı dokular ve kemikleri canlandırır. Sonuçta hastalığa karşı direnci arttırır. Manyetik alan, düzensizliği azaltarak enerji aktarır, sağlığa katkıda bulunur. Hücrelerin büyümesini destekler. Manyetler diş ağrısı, omuzlar ve diğer birleşimlerdeki ağrıya iyi gelir. Vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini destekler (Shimodaira ,2002).

Hayatımızı etkileyen biyomanyetik alanın, ay, güneş, diğer yıldız veya gezegenler gibi dünya dışı etkenler ve içinde bulunduğumuz yakın çevre ile kullandığımız cihazların etkisinin bilinmesi; tedbir alma ve tedavi açısından önem taşımaktadır.

5.2. MANYETİK ALANININ SAĞLIK ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte günlük hayatta sıkça kullandığımız elektrikli ve pilli cihazların oluşturduğu elektromanyetik alanların insan sağlığı üzerine etkisi önem kazanmaktadır.

Örneğin sara hastaları üzerinde yapılan bir deneyde ; dışarıdan deneklerin manyetik alanının değiştirilmesi durumunda, beyindeki biyoelektrik faaliyetin, dolayısıyla snapsların kirlenmesi sağlanarak hastalık durumundaki etkiler aynen oluşturulmuştur.

Toksik madde radyasyon gibi Elektro Manğetik  Kirleticilerden gelen sinyaller; canlının elektromanyetik dengesini bozmaktadır. (Widgery, 2002).

Bu tip elektromanyetik alanların genelde iki etkisinden bahsedilir.

Birincisi ısı etkisidir. Elektromanyetik alanların yaydığı enerji, insan vücudundan geçerken bir miktar emilir, tutulur ve içerde bir ısı birikimi oluşur. Bu ısı da istenmeyen sonuçlara sebep olabilir.

İkincisi ise; canlı organizma içindeki birbirine bağlanmış olan molekülleri, atomları etkiler ve bozar.

Organizma kendini tamir eder, düzeltir. Ama bir an kontrolden çıkabilir. Kontrolden çıktığında ise basit bir iki hücrenin ölümüne veya kanser gibi ölümcül bir hastalığa neden olabileceğinden şüphelenilmektedir.          (Kalkan 2002)

Dünya manyetik alanı; geceleri hücresel oksijeni arttırır, uykuyu destekler, biyolojik iyileşmeyi desteklerken iltihaplanmayı azaltır, acıyı dindirir.

Güneş doğduğunda beraberinde getirdiği pozitif manyetik alan; hücresel oksijeni azaltır, uyanıklığı destekler, biyolojik iyileşmeye engel olur ve acıyı arttırır.

Kafamızın merkezinde bulunan hormonlar ; enzimleri ve bağışıklık fonksiyonlarını yöneten pineal bezi manyetik kristallerden oluşan bir manyetik organdır.

Manyetik enerjiye çok duyarlı olan melatonin hormonu; geceleyin dünya manyetik alanı etkin olduğu zaman ortaya çıkar. İyi uyku için melaton seviyesinin yüksek olması gerekir. Büyüme hormonu melatonin seviyesi ile ilişkilidir. İnsan yaşlandıkça bu asıl hormonları daha az üretmeye başlar. Büyüme hormonu saç, cilt (deri) ve adaleleri kontrol altında tutar.          (Philpott  2002).

Multiple Sclerosis (MS) hastalığını başlatan sebeplerden biri dünya manyetik alanıdır. Dünya manyetik alanının haritası incelendiğinde alanın yapısı ile MS hasta sayısı arasında kuvvetli ilişki bulunmuştur. Manyetik alanın düşey bileşeni biyolojik maddeleri etkiler. MS hastalığına yakalananların sayısı 60 (°E) boylam civarında en yüksek değere ulaşırken Orta Asya, Hindistan, Çin, Japon, Afrika ülkeleri, Orta Amerika gibi ekvatora yakın yerlerde vaka sayısı yok denecek kadar azdır.Düşey manyetik alanı bileşeni kutuplara yakın yerde hemen hemen yoktur ve MS hastalığına düşey bileşenin zayıf olduğu bölgelerde çok sık rastlanır.

Başka bir araştırmada çocukların büyümesinin dünya manyetik alanın güneş aktivitesine göre değişmesine bağlı olduğu tespit edilmiştir.                       (Tatarin et al. 2002)

İnsan vücudunun manyetik alanla olan dengesini bozan etkenlerden birisi de kimyasal kirleticiler, haberleşme frekansları, elektrik güç taşımalarından gelen sinyallerle çevrenin kirlenmesiyle ortaya çıkar.

Araştırmacılar ; Elektromanyetik kirlilik veya smog olarak bilinen elektromanyetik alanın birikiminin;  insanda  genel keyifsizlik, boyunda sertlik, göğüs acısı, hafıza kaybı, baş ağrısı, kalp atışı ve kan kimyasını değişime uğratma, sindirim ve dolaşım sorunları oluşturabildiğini belirtmektedir.

Elektro smog adı verilen, teknolojinin beraberinde getirdiği elektromanyetik kirlenme; insan sağlığını tehdit eden ciddi unsurlardan birisidir. Yüksek gerilim hatlarından cep telefonu dalgalarına, radyo ve TV dalgalarından ev ve iş yerlerindeki bilgisayar ve elektrikli diğer eşyaların yaydığı elektromanyetik dalgalara kadar, maruz kalınan elektromanyetik kirlilik sosyal yaşam ortamında hemen hemen her yerde sağlıksız bir atmosfer oluşturmaktadır.

Elektromanyetik smog; beyinden hücrelere gönderilen sinyalleri engelleyerek vücudun bağışıklık sistemine zarar verir, (Paulines, 2002).

Son yıllarda büyük çapta araştırmalar yapılmasına neden olan bir etki ise insan yapımlı kuvvetli manyetik alan kaynağından doğan hastalıklardır. Kuvvetli manyetler Hall etkisinden dolayı, anestesia oluşturuyor. (Pawluk 2002; Komor  2002)

Kalp krizi yaşlarının 20’li yaşlara düşmesi, bağışıklık sistemlerinin çöküşü, sık hastalıklara maruz kalma, beyin kanamaları sıklıklarında artışlar ve de kanser olgularında görülen tırmanışlarda manyetik alanların etkisi vardır.

Tunaya’nın araştırmalarına göre yüksek gerilim hatlarının çocuklarda lösemi ya da beyin kanseri yaptığı bilinen bir gerçektir.

Birkaç araştırmada; ortalamadan yüksek manyetik alanı olan bölgede yaşayan çocukların kanser olma olasılığının daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Yine söz konusu bölgelerde ; uzun süre kalan hamile kadınların, zor doğum yaptıkları gözlenmiştir. Yüksek manyetik alanın, anne adaylarının düşük yapma olasılıklarını 3 kat artırdığı vurgulanmıştır. (ARPNSA 1999)

1988 ve 1991'de ABD'de, 1992 'de Isveç ve Meksika'da ,1993 'de Danimarka'da yapılan araştırmalarda; çocuklarda görülen kanserlerle ve özellikle de lösemiyle iletişim hatlarına yakın yaşama arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. (Tutev 2002).

Cep telefonu zararları üzerinde birçok araştırma yapılmaktadır. Kandaki zararlı proteinlerin ve toksinlerin beyne girmesini engelleyen savunma mekanizmasını devre dışı bırakmaya, yorgunluk, baş ağrısı, deride yanma hissi ortaya çıkarmaya, yüksek tansiyon oluşmasına, baş ağrıları, baş dönmesi ve dikkatin dağılmasına sebep olduğuna dair bulgular elde edilmiştir. (Tutev 2002)

Cep telefonu; alzheimer, parkinson ve multiple sclerosis (MS) gibi sinir hastalıklarının oluşma riskini arttırıyor. Kulaklık-mikrofon seti kullananların  %80'inde bu tip sorunların olmadığı gözlenmiştir.


1994'te ve 1998'te ABD ve Finlandiya'da yapılan araştırmalarda; elektromanyetik alanların çok sık etkisinde kalan (radyo operatörleri, endüstriyel donanım işçileri, veri işleme aygıtı tamircileri, telefon hattı işçileri, elektrik santralleri ve trafo merkezlerinde çalışan) işçilerde alzheimer hastalığının normal insanlara göre erkeklerde 4-9 kat kadınlarda 3-4 kat daha çok görüldüğü, enerji iletim hatlarına 40 m.'den daha yakın yaşayan çocukların, normal çocuklara göre 2-3 kat daha fazla kansere yakalandığı, Finlandiya'da yapılan bir başka araştırma erkek çocukların merkezi sinir sisteminde oluşan tümörlerle iletim hatları arasındaki ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.

Diğer bir etken ise uzaydan ve güneşten gelen kozmik ışınlardır. Dubrov (2002) ,1228 kişi üzerinde yaptığı deneylerinde kozmik ışınların kalp krizi, işyerindeki ve karayolu kazalara ve ani şizofren dönemlerle ilişki içinde olduğu sonuca varmıştır. (Harris  2002)

EMF sağlık raporunda (1995);  mevsimsel stres maksimumları ile güneş rüzgarının maksimumu arasında ilişki olduğu vurgulanmıştır. İnsan sağlığına zararlı kozmik olayları; uzay arası manyetik alanın radyal bileşeni olduğu zaman en fazla etkiler. Bu olay da güneş rüzgarı dünyadan geçtiği zaman olabilir.

Nikolaev ve ark. (1976) ,85 tane ruh hastası insan üzerine yapılmış deney sonucunda gök cisimleri arasındaki manyetik alanın pozitif olduğu zaman hastaların sayısının arttığı gözlenmiştir.
(Parkinson,1983).

Zayıf manyetik alanın insan sağlığına zararlı olup olmadığı hala tartışılıyor. Bu zayıf alanların hemen gözle görülür zararları yoktur. Fakat hayvan hücresi üzerinde yapılan deneylerde zayıf manyetik alanın hormon ve enzim seviyesini değiştirmek, dokulardaki kimyasalların hareketini engelleme gibi biyolojik etkenlere sebep olduğu kararına varılmıştır (NRPNSA 1999)

Çevre etkilerin den meydana gelen hastalıklardan özellikle kanserler yıllar sonra başlar.

Çocuklarımız Niçin Tehlikede?
Küçük ve yere yakın nesneler elektromanyetik kirliliği daha çok soğurlar (bünyesine alırlar). Yaşanacak süre dikkate alındığında da çocukların soğuracağı elektromanyetik kirlilik büyüklerden çok fazladır.

5.2.1 CEP TELEFONUNUN SAĞLIK ÜZERİNDE OLUMSUZ  ETKİLERİ 

Bu konuda yapılmış geniş çaplı yeni araştırma sonuçları, hiçte iç açıcı değildir.Cep Telefonu da tıpkı sigaradaki gibi kanserin baş etkenlerinden biridir.

Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. Mobil telefon daha ziyade gençler arasında revaçta. Bu durum, cep telefonunun sağlığa zararında, ülkemiz için yadsınamaz bir dezavantaj oluşturuyor.

Cep Telefonunun sağlığa verdiği zararda ana unsur, cihazın kullanım süresi ve kullanırken vücuda yakınlığıdır. Cep telefonu üreticileri ve onları destekleyen araştırmacılar maalesef bu kriterleri önemsemiyor.

Radyo frekans dalgaları ve Elektromanyetik alanlar; iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcısız olmak üzere iki tür özelliktedir. Cep telefonu kaynaklı radyo frekans dalga ve manyetik alanların iyonlaştırıcısız olmalarına bağlı olarak sağlığa zararlı olmadığı iddiasının doğru değildir. Gerçek sanılanın aksinedir.

Son yıllarda; Kuzey Avrupa ülkeleri, Japonya ve Amerika da bu alanda yapılan araştırmalarda ciddi bir yoğunlaşma var. ” Amerikan Ulusal Sağlık Örgütü’nün phone - brain’ (cep telefonu ve beyin) konulu yayınlarında insan sağlığına maksimum önem atfedilerek, çalışmalarda varılan sonuç şöyle özetlenmektedir.

“10 yıl süreyle aynı el ve kulağını kullanarak cep telefonuyla konuşan kişide glial (beynin kendi hücrelerinden köken alan) beyin tümörü ve işitme siniri kökenli tümör oluşma ihtimali yüzde 30 artmaktadır ” Süredeki eşik 10 yıl, başka bir söyleyişle 2 bin saat.  

ABD’li ve Danimarkalı bilim adamları; 1990’ların sonunda dünyaya merhaba diyen 13 bin 159 çocuk üzerinde yaptıkları inceleme sonucunda, hamileliğinde günde 2–3 defa cep telefonu kullanmanın, davranış bozukluğu yaşayan çocuk sahibi olma ihtimalinin yüzde 54 e yükselmesine neden olduğunu belirtiyor. Bu tür annelerin doğurduğu çocukların, karşı karşıya bulunduğu diğer risk yüzdeleri; hiperaktivite de 35 duygusal ve psikolojik problem yaşama da 25 arkadaşlarıyla sıkıntılı iletişim kurma da 34 ve çevresiyle uyum bozukluğu nda 49 dur.
                           
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), cep telefonları ve temel istasyonlarının yaydığı radyo dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanları, muhtemel kanserojen içeren 2-B grubuna dâhil etti.
                                       
İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu da, cep telefonunun bilhassa küçük çocuklarda tümör riski doğurduğunu bildirdi.

‘Elektromanyetik dalgaların insanda yol açtığı tahribatın açık bir dille ortaya konulmamasında teknoloji firmalarının baskıları ne derece etkin?’

Günde yarım saat cepten konuşan bir kişi, yaklaşık 10 yılda saat limitini dolduruyor.
        
GSM operatörlerinin ‘sınırsız konuş’ kampanyalarıyla olayın hangi boyutlara ulaştığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaba bir hesapla, günde 1 saatlik görüşme, tehlikenin kapıyı çalacağı yıl limitini 5’e indiriyor.

Çevreye dağılan radyasyon cep telefonu çaldığında ve aranan numaranın bağlandığı anlarda yoğunlaşıyor. Telefonun kulak mesafesindeki hayatiyet derecesi, konuşma süresindekini aratmıyor. Ha bir inç ( 1 inç 2,54 cm ), ha 8 inç dememek gerekiyor. Telefondaki çağrıyı onayladıktan ya da karşıya bağlandıktan bir iki saniye sonra kulağı cihaza yaklaştırmak da sağlık açısından göz ardı edilememesi gereken  bir önlemdir.

Beynimiz yaratılıştan koruma altında. ‘Kan beyin bariyeri’ sayesinde her mikrop beyne geçemiyor. Bazı deney hayvanları üzerinde bu nüans irdelenmiş. Fareler bir hafta boyunca günde ikişer saat elektromanyetik alana bırakıldığında, koruyucu bariyerin bozulduğu; durumun, hayvanlarda baş ağrısı ve ateşlenme yaptığı belirlenmiştir.
Cep görüşmesinde radyasyonun yüzde 40-50’si kulak bölgesiyle kafatasını çevreliyor. Artanı geriye dönüyor. Ama çocukların kafatasları yetişkinlere nazaran bir hayli ince. Radyasyon çocuktaki beynin tümünü etkiliyor. 
Bilim Adamları; çocukların ölçüleri ile cep telefonu dalgaları birbirine çok yakın olması nedeniyle çocuklar büyüklerden çok daha fazla enerjiye maruz kaldığını belirtiyor.

Medya çalışanları ve havaalanı radar görevlilerinin sık sık baş ağrısından yakınmalarının ardındaki gerçek, elektromanyetik ortam içinde olmalarıdır.

Aslında cep telefonu yakın tutulan her organı sağlıksızlaştırıyor. İşin açıkçası cebimizde baz istasyonu taşıyoruz. Genellikle kulak ve beyne yaklaştırıldığından bu organlarda gelişen zararlar öne çıkıyor.

Özetle :

Kısa Vade de: Geçici işitme aksaklıkları, Gözlerde kararma, sulanma ve yanma, Kalp ritminde bozukluk, Kalp pilinin arızalanma riski, Yoğun stres ve yorgunluk hâli, Konsantrasyon ve dikkat dağılması, Baş ağrısı ve sersemleme, Unutkanlık, refleks zafiyeti, Kulakta çınlama ve ısınma, Görüş alanında daralma, Gözlerin çapaklanması.

 
Uzun Vade de: Beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, Lenf oma (beyaz kan hücresi) kanseri, Cilt kanseri, Yüksek tansiyon, Görme bozukluğu, Kan hücrelerinin deformasyonu, Kan beyin bariyerinin zedelenmesi, Kalıcı işitme kayıpları, Kalp hastalıkları, Hafızada zayıflama, Embriyo gelişiminin zarara uğraması, Düşük ihtimalinde artış, Sperm sayısının azalması, Bağışıklık sisteminde arızalar ,
Cep Telefonunun Tespit Edilen Zararlarıdır.

 6. ELEKTRO MANYETİK ALAN                                                        
     KİRLİLİĞİNE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER   6.1.Birinci Gurup Önlemler:
    



Yaratacağımız Kamuoyu Baskısıyla Devletin Bireyleri Elektromanyetik Kirlilikten Korumasını Sağlamak.

Ülkemizde baz istasyonları/cep telefonları yanında yüksek gerilim hatları, trafolar vb tesisler de yakın çevrede insan sağlığı ve çocuklarımız için çok ciddi risk oluşturmaktadır.

Özellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde yerleşim mahalleri, okullar, kreşler üzerinden yüksek gerilim hatları geçmektedir. Bunların bazıları çamaşır asma girişimleri olacak kadar yakındır. Yer altına alınacakları sözü verilmişse de kaynak yetersizliği gerekçesiyle vatandaş oyalanmaktadır.

Buna son yıllarda Belediyelerin spor alanları ve koşu yollarını yüksek gerilim hatları altına yapması eklenmiştir.
Bu durumda olan vatandaşlar ve çocuklar yüksek gerilim hatları altında sağlıklı yaşıyor ve spor mu yapıyor?

Okulların, kreşlerin yanı başlarına bazen de cami minarelerine konuşlandırılan baz istasyonları altında çocuklarımız sağlıklı bir ortamda mı eğitim alıyor?

Günümüzde, baz istasyonları ve yüksek gerilim hatları vb. kabul dışı elektromanyetik kirliliğe karşı kamuoyunun tepkisi göstermesi ancak başa gelince söz konusu olabilen ve trafik kazası gibi kadercilik içinde kabul edilen bir oldubitti olmaktan çıkarılmalıdır.   

Evimizde ve yakın çevremizde kullandığımız, çocuklarımızın elinde dolaşan ceptelefonları dahil tüm elektrikli eşyaların üzerinde ve kullanma talimatlarında, SAR (soğurulma/bünyeye alınma hızı) ve manyetik alan şiddeti değerleri ve bu yöndeki tehlikeler niye yazılmalıdır

6.2.İkinci Gurup Önlemler:

Birey Olarak Alabileceğimiz Basit Koruyucu Önlemler.

Evimizde ve yakın çevremizde kullandığımız, çocuklarımızın elinde dolaşan cep telefonları dahil tüm elektrikli eşyaların çocuklarımızdan olduğunca uzak tutulması esastır.
İşte Önlemlerden Bazıları:
• Kullanmadığınız elektrikli aletleri ya kapalı tutunuz ya da fişten çıkarınız.  Cihazlar "Stand by" konumunda kaldığı surece elektromanyetik kirlilik yaratacaktır.

·  Manyetik alanın şiddeti, kaynaktan uzaklığın karesi ve içinde yayıldığı ortamın yoğunluğu ile ters orantılı olduğundan, yüksek gerilim hatlarından ve trafolardan mümkün olduğunca uzaklaşılmalı, elektrikli ev aletlerinden belirtilen asgari uzaklıklarda durulmalı ve gerektiğinde yeterli olacak kadar kullanılmalı.

·  Tüplü (CRT) TV ekranlarından (on ve arkasından) en az 2 m uzakta 
   bulununuz.Mümkünse LED, LCD ve plazma ekranlar tercih edilmelidir.

· LED, LCD veya plazma bilgisayar ekranlarını kullanmaya özen gösteriniz. Bilgisayar Ekranı ile klavye arasına belli bir mesafe koyulmalı, ekran filtresi  kullanılmalıdır.

· İnternet bağlantısı için kablolu modem kullanılmalı. Bilgisayarda çalışırken bir antene çok yakın mesafede saatlerce oturuyorsunuz ve radyo frekans (RF) alanlara maruz kalıyorsunuz demektir. Bunu azaltmak ve önlemek için kablosuz teknolojilerini mümkün olduğunca kullanmamalıdır. Wi-Fi (kablosuz erişim) özelliği olan diz üstü bilgisayar kullandığınızda ve açık tutulduğunda cihazınız bir anten görevi görür ve etrafınızdaki tüm RF dalgaları toplar. Kablosuz interneti kullanmadığınızda bilgisayarın Wi-Fi özelliğini kapatınız.

• Ekonomi (halojen ve florsan) lambaları okuma lambası olarak 
  kullanmamaya özen gösteriniz.

• Dinlendirici bir uykuya geçmek için en ideal koşulun yatak odasında TV ve bilgisayar bulundurmamak veya bu cihazların tamamen kapalı konumda olmasını sağlamak olduğunu hatırlayın. Yatağınızı EM alanlardan mümkün olduğunca uzağa yerleştiriniz. Yatak odasında başucunuzdaki duvarla komsunuzda bir elektronik aletin bitişik durmamasını sağlamaya çalısınız. Tüm VDU'lerin (TV, bilgisayar) arkalarında Elektro Manyetik (EM) alan daha büyüktür. Komsunuzda bu aletlerin nereye yerleştiğine dikkat etmeye çalısınız. Özellikle Başucunuzun, herhangi bir elektromanyetik alan kaynağına uzak olmasına özen gösteriniz.   

• Elektrikli battaniyeyi yatağa girmeden kapatınız.

• Elektrikle çalışan radyolu çalar saatleri başınızdan mümkün 
  olduğunca uzakta tutunuz, mümkünse pille çalışanlarını tercih ediniz.

• Saç kurutma makinesinin manyetik alanı yüksektir bu nedenle, sürekli
  kullanmak yerine aralıklarla kısa sureli kullanınız. Uyku düzeninizin
  bozulmaması için yatmadan hemen önce kullanmamayı tercih
  edebilirsiniz.

· Elektrikli tıraş makinesini mümkünse şarjlı modellerini kullanmayı tercih ediniz.

• Bebek odası dinleme cihazların (baby phone) kullanılması
  önerilmemektedir.Kullanılması zorunlu olduğu hallerde bebek
  yatağından uzakta tutulmalı.

• Evde kablolu ev telefonu, dışarıda kablolu iş telefonu ve ankesörlü telefon kullanmaya özen gösterin.

• Kablosuz telefonlar da cep telefonu frekanslarında çalışmaktadır. Kablosuz telefonlar yerine klasik kablolu telefonları tercih ediniz. Kablosuz telefonu sohbet amaçlı kullanmamaya özen gösteriniz.

• Fotokopi makinelerinden (yüksek manyetik alan) en az 50 cm uzakta
  durunuz.

• Mikrodalga fırın çalışırken 1 m mesafeden daha yakınında olmamaya özen gösteriniz. Gerekmedikçe kullanmayınız. Mümkünse çalıştırıldığında mutfakta bulunmayınız.
    Cep Telefonu

·  Cep telefonu kullanırken kesinlikle kablolu kulaklık kullanınız. Açık 
    durumda iken vücudunuzdan mümkün olduğunca uzakta taşımaya
   özen gösteriniz. SAR değeri 1 W/kg. az olan veya sıfıra en yakın
   telefonları tercih ediniz.

· Zararı tümden engelleyemese de kulaklıkla görüşün. Kablolu kulaklık
  olmadığı durumlarda telefon çalar çalmaz ya da karşı tarafı ara
  aramaz cihazı kulağınıza dayamayın. Telefonu açıp sonra kulağa
  götürülmelidir. Kulağa götürülmesi durumunda telefonu birkaç cm
  uzakta Kısa sürelerle  Konuşulmalıdır. Mümkünse hands-free
  (hoparlör) özelliği kullanılmalıdır. Gerekmedikçe  cep telefonu ile
  konuşmayın. Sabit hatları tercih edin.

· Cep telefonuyla konuşmak yerine mesajlaşmayı(SMS)  tercih etmek,

· Cep telefonunu çekim gücünün zayıf olduğu yerlerde değil güçlü olduğu yerlerde kullanmak maruz kalınan EM alan seviyesi düşürülebilir.

· Geceleri cep telefonunu kapatın. Zorunlu Hallerde ise en az 1 metre
   
uzakta tutunuz.

·  Hamileyseniz, mecbur kalmadıkça cep telefonu kullanmayın.   

· Cihazlardan mümkün olduğunca uzak durun.

· Bebek odaları, yatak odaları ve çocukların yakınında cep telefonu
   Bulundurmamalıdır.

· Acil vaziyetler haricinde çocukları cep telefonu ile görüştürmeyin.  Siz görüşürken yakınınızda çocuk bulundurmayın. Çocuklarda ve gençlerde sinir sistemi ve beynin gelişimine devam ediyor olması nedeniyle, yetişkinlerden daha çok risk altında olduğu bir gerçektir. Bu nedenle 16 Yas altındaki çocukların cep telefonu kullanmamaları, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilmektedir.

· Yaşlıların zorunlu olmadıkça cep telefonu kullanmamalarına özen
  gösterin.

·  Cep telefonu bilhassa kalp, beyin ve üreme organlarına yakın yerlerde taşınmamalı.

· Cep telefonlarını sohbet amaçlı kullanmayınız, kullanmadığınız
   sürede mümkünse kapalı tutunuz.

· Kalp üzerinde, göğüste açıkken taşımamaya dikkat ediniz.

· Kalp pili Kullanıcılarının telefonu üzerlerinde taşıması önerilmemektedir.

·  Dar ve kapalı alanlarda görüşme yapmaktan kaçının. Örneğin  asansör  ve otomobil gibi mekânlarda cihaz çekmediği için iletilen radyasyon artacaktır.

·  Cep telefonu bir oyun ya da müzik dinleme aracı değildir.

·  Elektronik fren sistemi olan taşıtlarda, benzin istasyonlarında ve
   hastanelerde cep telefonu kullanmamak.

·   Kreş, okul, hastane, bakımevi alanlarında cep telefonu kullanımını en aza indirmeye çalışmak ve bu alanlarda baz istasyonu kurulmasına kesinkes karşı olmak, Yakın çevremizdeki baz istasyonlarının ‘farkında olmak’, meskûn mahal çatılarında ve yakınlarında bulunan baz istasyonlarının kamu sağlığı açısından daha güvenli yerlere taşınmaları için çaba sarf edilmelidir.

Sonuç olarak;

Unutmayınız ki herhangi bir teknolojik ürün yaşamınızı kolaylaştırıyorsa,
Karşılığında büyük olasılıkla sağlığınızdan bir şeyler alıyordur.”

Yasadığımız alanlarda (evlerimizde, işyerlerimizde...) mevcut EM
Alan kaynaklarının bilincinde olmalıyız. Evlerimizdeki ve
İşyerlerimizdeki elektrik ve manyetik alanları ölçtürmeliyiz.